
“SAĞLIKLI BİR NESİL DOĞAL TATLARI BİLEN BİR NESİLDİR”
“Son yıllarda hayatımızda ciddi bir tehlike haline gelen mısır şurubu ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcılar hakkındaki tartışmalar devam etmektedir. Gazozdan çikolataya pek çok üründe miktarı talimatlara aykırı bir şekilde kullanılan mısır şurubu, toplumda bir başka adıyla nişasta bazlı şeker ya da früktoz şurubu olarak bilinen tatlandırıcıların, kronik hastalıkları salgına dönüştürdüğü ve kanser, kalp, siroz, diyabet gibi çok sayıda hastalığa neden olduğu ve özellikle çocukları ileride bağımlı hale getirdiği için birçok Avrupa ülkesinde nerede ise sıfırlanma noktasına gelmiştir.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, geçtiğimiz ay mısır şurubunun yerine doğal şeker kamışı ya da pancar şekerinin tercih edileceğini açıklaması da bu ürünlerin tehlike arz eden sağlık boyutunun önemini bizlere yeniden hatırlatmıştır.
Şeker Etiketi Devriminin Ardından Yeni Yasama Döneminde Halk Sağlığını Frutkozdan Koruma Seferberliği
Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı’nın büyük gayretleriyle başlatılan, marketlerde satışa sunulan ve her gün milyonlarca kişinin tükettiği içeceklerde kullanılan “şekersiz” ifadesine yönelik yasağın 1 Ağustos tarihinde yürürlüğe girmesinin ardından Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun da Türkiye'deki gazlı içeceklerde aynı ürünün Avrupa'da satılan ürününe göre 4 kat daha fazla fruktoz içerdiğini ifade ederek şeker içeren ürünlerde düzenleme ve denetim yapılacağı yönündeki çalışması toplum sağlığı adına büyük önem taşımaktadır. Bu konuda her iki Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar takdire şayandır.
Obeziteden ölen insan sayısının açlıktan ölenleri geçtiği bir dünyada çocuğunuzun elindeki şişe su değilse, aklınızın huzuru da gerçek değildir. Çocuklarımızın sağlığı, endüstrinin tatlı ambalajlara sığdırdığı bir ticaret oyuncağı olmamalıdır. Marketlerde alışveriş yaparken çocuklar bu endüstrinin kurduğu tuzaklara düşürülmemelidir. Son yıllarda piyasada market raflarında hızla artan früktoz şurubu katkılı içecek ve atıştırmalıklar, “şekersiz” ya da “diyet” etiketleriyle ebeveynleri yanıltmakta, ilkokul çağındaki çocuklarımızın damak tadını ve metabolik alışkanlıklarını geri dönülmez biçimde değiştirmektedir. Hatta ve hatta bazı uzmanlara göre zararlı yiyeceklerin konulduğu raf yüksekliği bile çocukların kolayca görebileceği ve uzanabileceği şekilde ayarlanarak bu konuda acımasız satış stratejileri hayata geçirilmektedir.
Bizler biliyoruz ki: Çocuğunuzun elindeki meşrubat ne kadar renksiz görünse de, eğer “früktoz şurubu” içeriyorsa bedeni ve damak hafızası renksizleşmektedir. Sağlıklı bir nesil, doğal tatları bilen nesildir.
Şeker-İş Sendikası olarak yaklaşık yirmi beş yıldan bu güne sürekli olarak früktoz, bir başka adıyla nişasta bazlı şekerler ya da mısır şurubunun toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini, panellerde, sempozyumlarda, oturumlarda, televizyon programlarında anlatmayı vicdani bir sorumluluk gereği üstlendik. Bastırdığımız afiş ve bilgilendirme broşürleri ile de toplumun bu konuda bilinçlenmesi için önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Artık buradan çağrımız açık ve nettir:
Toplum Sağlığı Denetimler ve Cezai Yaptırımlara Bağlı
- Özellikle ülkemizdeki pancar şekeri haricinde muadil diye tabir edilen kimyasıyla oynanmış, kamuoyu tarafından nişasta bazlı şekerler olarak bilinen yapay tatlandırıcıların üretim ve tüketim miktarları konusunda kapsamlı ve net bir çalışma yapılmalıdır.
-Toplum sağlığı için okul çağından itibaren beslenme programı yeniden gözden geçirilerek, okullarda kantin ve yemekhanelerde früktoz şurubu katkılı içecek ve yiyeceklerin satışı mutlak suretle yasaklanmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliğiyle denetimler artırılarak, sonuçlar kamuoyu ile şeffaf biçimde paylaşılmalıdır.
-Kafeterya, büfe, çay ocağı gibi yerler diğer gıda tüketimini kapsayan yerlerde früktoz şurubu katkılı içecek ve yiyeceklerin satışları sıkı bir şekilde denetlenmeli, cezai yaptırımlar artırılmalı ve uygun olmayan ürünler yasaklanmalıdır.
-Veliler, hatta toplumun tümü etiket okumayı temel alışkanlık haline getirmeli, paket içeriklerinin doğal olup olmadığını sorgulamalıdır.
- YYT’lerin ithalatı, zorunlu sektörler dışında mutlaka sınırlandırılmalı ve denetimi artırılmalıdır.
Şeker-İş Sendikası olarak her iki Bakanlığımız işbirliğinde başlatılan ve toplum sağlığını ön plana alan bu çalışmaların her zaman destekçisi olacağımızı bildiriyor, sağlıklı bir nesil için herkesi bu konuda Bakanlıklarımıza destek olmaya ve daha duyarlı davranmaya davet ediyoruz.”
Saygılarımla;
İsa GÖK
Genel Başkan
İsa GÖK
Genel Başkan